24 Mart 2013 Pazar

Çevreci NiMH pillerin muciti Stanford Ovshinsky, hayata gözlerini yumdu




Bilim dünyasından bir dahi daha hayata gözlerini yumdu.Özellikle hibrit araçlarda kullanılan ve enerji depolama kapasitesi oldukça yüksek olan Nikel metal hidrit (NiMH) pillerin daha çevre dostu olması için yaptığı geliştirme ile adını duyuran Stanford Ovshinsky, 89 yaşında hayatını kaybetti.
Prostat kanserine bağlı komplikasyonlar nedeniyle Çarşamba gecesi hayatını kaybeden Ovshinsky, hiçbir zaman yüksek eğitim almamasına rağmen, bilim dünyasına önemli katkılar yaptı. 200'den fazla patentin altına imzasını atan mucit, birçok saygın kuruluştan da onur derecesi almayı başardı.
Enerji alanındaki çalışmalarının yanı sıra flat panellerden güneş hücrelerine kadar birçok alanda katkıları bulunan Ovshinsky'yi saygıyla anıyoruz.

Spam posta sayısındaki düşüş %80'i buldu




İnternet üzerinden iletişim kurabilmek için geliştirilen ve olmazsa olmazlarımız arasına giren e-posta hizmetinin en büyük handikapı hiç şüphesiz spam postalar.

Kullanıcının isteği dışında gönderilen reklam içerikli postaların genel adı olan spam postalar dikkat edilmediği takdirde özellikle dolandırıcılık ve kimlik hırsızlığı gibi istenmeyen olaylara sebep olabiliyor.

İlk zamanlar az sayıda ve nadiren gönderilen spam postalar bu işten elde edilen kazanç doğrultusunda hızla artmaya başladı. E-posta servis sunucularının ve güvenlik yazılımı şirketlerinin gayretlerine rağmen her gün onlarca spam posta ile karşılaşıyoruz. Spam posta ağlarının kurucularının milyonlarca doları bu yolla kazandığı herkes tarafından biliniyor.

Ancak son bir yılda spam postaların engellenmesi konusunda önemli adımlar atıldı. Hem e-posta servis sunucuları, hem güvenlik yazılımı şirketleri hem de teknoloji devleri elele vererek spam posta ağlarına büyük darbeler vurdular.

Özellikle spam posta trafiğinin %40’ını elinde tutan Rustock ağının Microsoft ve FBI ortak çalışması sonucu çökertilmesi spam trafiğini büyük ölçüde azalttı.

Symantec Intelligence tarafından yayınlanan spam posta grafiğine göre 2010 Temmuz ayında 225 milyar olan spam posta gönderimi 2011 Haziran itibariyle 40 milyara düşmüş durumda. Düşüşün oranı ise %82.22 olarak ölçülmüş. Grafikte Spamit ve Rustock spam ağlarının engellenmesiyle düşüşün ivme kazandığı gözlemleniyor.

Spam postalardaki sevindirici gelişmeye rağmen ortaya çıkan boşluğu başka bir zararlı yazılımın doldurmaya başladığı konusunda güvenlik muhabiri Brian Krebs uyarıda bulunuyor.

Krebs yeni ortaya çıkan bu yazılımın TDL-4 olarak adlandırıldığını ve bulaştığı PC’deki zararlı yazılımları temizleyerek kendi bünyesindeki virüsleri yerleştirdiğini belirtiyor. Şimdiye kadar 4.5 milyon bilgisayara bulaşan yazılımın özel bir kripto şeması kullandığı için güvenlik uzmanları tarafından analiz edilmesinin çok zor olduğu vurgulandı. Özellikle ücretsiz anti-virüs teklifleri şeklinde gelen e-postalara karşı kullanıcılar uyarılıyor.

Lazer Ağ Yazıcılarında büyük açık ile yangın çıkarmak mümkün




Columbia Üniversitesindeki araştırmacılar HP yazıcılarının güncelleştirmelerinde dijital imzanın olmaması açığını kullanarak büyük bir güvenlik açığını keşfettiler. 
 
Gömülü sistemlerdeki standartizasyon eksiği ve güvenlik üzerine yoğunlaşılmaması herkesin böyle bir sorunu şimdiye kadar fark etmesini engellemiş. Uzaktan ele geçirilen yazıcı tekrar programlanarak virüs dağıtmaya hatta gelen dosyaların kopyalarını uzaktaki programlayıcısına göndermeye ayarlanabiliyorlar. 
 
Ancak esas bomba araştırmacıların yazıcıların ısıtma modunda takılı kalarak mürekkebin kurumasını ve aşırı ısınmasını sağladıktan sonra kağıt ile temas ettiği anda yangın çıkartabilme ihtimalinin olması.
 
Araştırmacılar tüm bu senaryoları denerken yazıcının temostadı kendini kapatmasını sağlamış. Bu otomatik güvenlik önlemi yazılım ilede kırılamıyor. 

Hp'nin açıklamasına göre 2009 yılından sonra üretilen tüm yazıcılarında bu güvenlik önlemi mevcut fakat eski modellerde bu bulunmuyor. Araştırmacılar ise ilginç bir şekilde eylül ayında bir mağzada yeni satılan bir yazıcı üzerinde bile bu işlemi yapabildiklerini iletiyorlar. 
 
Saldırının en kötü yanı yazıcılara bir kere bulaşan virüsü tespit etmeninde yazılımsal olarak bir imkanı olmaması. Araştırmacılar çiplerin sökülmesi ve taranması ile mümkün olacağını düşünüyorlar.  
 

Bazı Xperia Z modellerinde sebepsiz kapanma veya kullanım dışı kalma sorunları ortaya çıkmaya başladı




Sony'nin bu yılın başlarında tanıttığı ilk amiral gemi modeli Xperia Z, rakipleri ile sıkı bir mücadeleye hazırlanırken, bazı kullanıcıların yaşadığı problemler destek forumlarında kendisini göstermeye başladı.

Gelen bilgilere göre bazı Xperia Z modelleri hiçbir sebep yokken bir anda kapanıyor veya açık olmasına rağmen hiçbir tepkiye cevap vermeyen bir cihaz haline dönüşüyor. Kullanıcıların bir kısmı kapanan telefonları hard reset ile hayata döndürürken, bir kısmı ise hiç açılmayan bir telefonla karşılaşıyor. Gerek Sony gerekse Xda geliştirici sitelerinde paylaşılmaya başlayan sorunun nereden kaynaklandığı konusunda net bir bilgi yok.

Sony, sorunların bataryanın azalmasından kaynaklandığını belirtse de, tam dolu batarya ile problem yaşayan kullanıcılar da bulunuyor. Ancak firma sonraki güncellemede bir yama hazırlayacağının müjdesini verdi. Şimdilik güncellemenin ne zaman yayınlanacağı bilinmiyor

Galaxy S4 mini ortaya çıktı




Samsung'un geçen yıl Galaxy S3 ile başlattığı mini geleneğinin bu yıl Galaxy S4 ile devam etmesi bekleniyor. Kaynaklar daha önce Project J kapsamında Galaxy S4 yanında Galaxy S4 mini modelinin de tanıtılacağını iddia etmişse de bu gerçekleşmedi.

Yıl ortasına doğru Samsung'un pazara sunması beklenen Galaxy S4 mini modeline ait olduğu belirtilen görseller internette paylaşıldı. GT-I9190 model numarasına sahip olan cihazın görselleri gerçeğe oldukça yakın olduğu kanısını uyandırıyor. Ancak şimdilik resmi bir teyit almak mümkün değil.

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Galaxy S4 mini modeli tasarım anlamında amiral gemi abisinin biraz daha küçük boyutlara sahip versiyonu olacak. Mini versiyonların esas farkı tabi ki donanımda oluyor.

İddialara göre Galaxy S4 mini modelinde 4.3 inçlik 960 x 540 piksel çözünürlükte Super AMOLED ekran kullanılıyor. Piksel yoğunluğu ise 256ppi. Model 1.6GHz saat hızında çalışan bir işlemciye yer verirken, Android 4.2.2 işletim sistemi üzerinde TouchWIZ Nature 2.0 kullanıcı arayüzünü sunuyor.

Amiral gemi modeline fazla para ödemek istemeyen ancak benzer tasarımda bir alternatif arayanlar için tasarlanan modelin diğer detayları bilinmiyor.






Elop : Güzel tasarımlı telefonlar yolda




Kısa süre önce bir canlı yayında utanç duyduğunu belirterek sunucunun iPhone'unu yere fırlatmasıyla gündeme oturan Nokia patronu Stephen Elop, yeni nesil Lumia akıllı telefonları ile ilgili de bilgiler verdi.

Elop, özellikle Lumia 928 hakkında sorulan sorulara yönelik olarak MWC 2013 fuarında yeni ürünleri tanıttıktan sonra insanlarda güzel bir ürün portfolyosuna sahip olduklarına dair izlenim bıraktıklarını ancak daha çok çalışmaları gerektiğini aktardı.

Dünyanın farklı ülkelerinde tasarımcıların yeni modeller üzerinde çalıştığını belirten Elop, önümüzdeki aylarda pek çok yeni ürünü tüketicilerle buluşturacaklarını kaydetti. Bu ürünlerde güzel tasarım, gelişmiş kamera gibi can alıcı özelliklerin de olacağını dile getirdi.

Elop ayrıca yılın ilk çeyreğinde satışların artmasını bekliyor. Geçen yıl her çeyrekte biraz daha satışlarını artıran Lumia modelleri, yetenekleri ve diğer özellikleri ile rakip modeller ile daha rekabetçi bir hale gelecek. Yeniliklere daima önem veren Nokia, bu yenilikleri telefonlarına daha çok entegre ederek tüketiciye en iyi tecrübeyi sunmak istiyor.

Huawei'ın dört çekirdekli ve 5-inç HD ekranlı modeli Ascend G700 detaylanıyor



Huawei'ın yeni modeli Ascend G700'e ait olduğu belirtilen birtakım detaylar Evleaks tarafından Twitter'da paylaşıldı.
 
Elimize ulaşan bilgiler doğrultusunda Ascend G700, MediaTek firmasının 1.2 GHz saat hızında çalışan dört çekirdekli MT6589 platformu ve 2 GB RAM desteğini arkasına alacak. Daha çok bütçe dostu mobilcihazlarda karşımıza çıkan MT6589 platformu, ARM Cortex-A7 tabanlı olmasının yanı sıra PowerVR SGX544 grafik işlem birimine ev sahipliği yapıyor.
 
Siyah - beyaz renk kombinasyonuyla dikkat çeken Ascend G700, Android 4.2 ''Jelly Bean'' işletim sistemini kullanıyor ve 5-inç büyüklüğünde - 1280 x 720 piksel çözünürlüğünde dokunmatik kapasitif ekranla geliyor. Akıllı telefonun hem ön yüzünde hem arka yüzünde kamera göze çarpıyor. Ancak bu kameraların çözünürlüğü henüz belli değil. Ayrıca akıllı telefonun ne zaman resmiyet kazanacağına dair herhangi bir ipucu verilmemiş.


Samsung Galaxy Express, Avrupa pazarına giriş yaptı



Samsung, kısa bir süre önce yayımladığı basın duyurusuyla Galaxy Express'in Almanya'da satışa sunulduğunu açıkladı.  
 
Galaxy S III ile benzer tasarım çizgilerini taşıyan Galaxy Express, 132.2 mm uzunluğunda, 69.1 mm genişliğinde, 9.3 mm kalınlığında ve yaklaşık 139.1 gram ağırlığında tasarlanmış. Ancak Galaxy Express, Galaxy S III'e göre daha küçük ekrana sahip olmasına rağmen hem daha kalın hem de daha ağır.
 
1.2 GHz saat hızında çalışan çift çekirdekli Qualcomm MSM8930 Snapdragon S4 Plus platformundan, Adreno 305 grafik işlem biriminden ve 1 GB RAM'den güç alan akıllı telefon, Android 4.1.2 ''Jelly Bean'' işletim sistemi yüklü şekilde geliyor. 4.5-inç büyüklüğünde ve 480 x 800 piksel çözünürlüğünde dokunmatik kapasitif Super AMOLED Plus ekrana ve 8 GB'lık dahili depolama alanına yer verilen akıllı telefona, 1.3 MP ön kamera, 720p video kaydedebilen 5 MP ana kamera, Wi-Fi 802.11n, GPS, Bluetooth 4.0, LTE ve 2.000 mAh kapasiteli batarya eşlik ediyor. NFC teknolojisinin de esgeçilmediğini görüyoruz.

Galaxy Express'in tavsiye edilen perakende satış fiyatı 489 Euro olarak belirlenmiş. 489 Euro, güncel kurlarla yaklaşık 1.152 TL'ye karşılık geliyor.


CEP TELEFONLARI


2012 yılı boyunca Samsung ve rakipleri durmadan iri yarıtelefonlar piyasaya sürdüler; 2013 yılı da farklı olmayacak. Özellikle Android işletim sistemli pek çok yeni telefon karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Bu ilk bakış dosyasında yeni yılın ilk aylarında karışımıza çıkacak 12 yeni telefona dair bilinenleri sunuyoruz.
Yeni yılda herkes aradığını bulacağa benziyor: Listemizde pırıl pırıl gösterişli telefonlardan, bütçe dostu alternatiflere kadar herkese uygun bir cihaz var. Android düşkünleri özellikle sevineceğe benziyor. Orta seviye diyebileceğimiz HTC One SV gibi LTE destekli yeni telefonlar dikkat çekiyor.Nokia Lumia 620 gibi yeni Windows telefonlar sayesinde Microsoft'un işletim sistemi biraz daha fazla kendinden bahsettirecek gibi. Windows 8'li telefonların ucuzlamasıysa telefon almayı düşünenleri sevindirecek.

2013'ün flaş bilgisayarları

Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, önümüzdeki yıl öne çıkacak teknoloji ürününün "hem Tablet, hem de Ultrabook olarak kullanılabilecek bilgisayarlar" olduğunu ifade etti 

 
Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, geleceğin internetle şekillenen yeni dünyası için Intel’in Ultrabook’lardan tabletlere, akıllı telefonlardan gömülü sistemlere kadar her alanda cihazlara katkı sağladığını söyledi. Intel Teknoloji Konferansları 2012’nin üçüncü durağı olan İstanbul’da Intel, Ultrabook’lardan akıllı telefonlara, tabletlerden araç içi eğlence sistemlerine, teknolojideki yeni trend ve gelişmeleri katılımcılarla paylaştı. 
Yeni Mesaj'ın "2013 yılının flaş ürünü ne olabilir?" sorusu üzerine Burak Aydın, hem Tablet, hem de Ultrabook olarak kullanılabilecek bilgisayarların 2013'te öne çıkacağını dile getirerek, "2011 yılında piyasaya çıkan Ultrabook'lar bizi heyecanlandırdı. Bunların yeni versiyonları da 2013'te piyasada olacak" dedi.

Tüm cihazlar internette 
Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, dünyada 2 milyar internet kullanıcısı bulunduğuna, kullanıcıların her yerden her zaman bağlı olma isteklerinin hızla arttığına dikkat çekti. Intel tarafından Türkiye’de yaptırılan Genç Türkiye Araştırması’nın ülkemizde de durumun benzer olduğunu gösterdiğini anlatan Aydın, geleceğin yeni dünyasının internetle şekilleneceğini, 2020 yılında dünya üzerinde internete bağlı en az 20 milyar cihaz olacağını söyledi. Aydın, insanların hayatlarını zenginleştirmek ve onları birbirlerine bağlamak için çalışan Intel’in, bu amaçla cihazları yeniden şekillendirdiğini, yeni cihaz ve teknolojiler ürettiğini anlattı.

Masalar bilgisayar gibi kullanılabilecek 
Arabaların da 'akıl'lanmaya başladığını ifade eden Burak Aydın, şunları söyledi: "Toyota, Nissan, Hyundai 2013 yılında akıllanacak. Önümüzdeki yıllarda bütün araçlar akıllanacak. Yani içinde eğlence sistemi olmayan, internete bağlı bulunmayan araç kalmayacak. Yüzeyler bilgisayar gibi olacak. Mesela restoranlarda masalar bilgisayar gibi kullanılabilecek! İşlemci gücü arttıkça, işlemcilerin çalıştırdığı cihazlar artıyor." 
Her şeyin insanın etrafında döneceğine işaret eden Aydın, şöyle konuştu: "Laboratuvar ortamlarında 48 çekirdekli işlemciler test ediliyor. (Şu anda piyasada en fazla 4 çekirdek işlemcili bilgisayarlar var!). Intel şu anda 14 nanometre inceliğe indi. Önümüzdeki 10 yılda 5 nanometreye kadar inilecek. Güneş enerjisi ile çalışan bilgisayarlar üretilecek. Bunun bazı örnekleri enerji kıtlığı yaşanan Afrika'da kullanılıyor. Şeker hastalarının hayatlarını kolaylaştıracak cilt altı çipler geliştirildi. Şeker belirlenen limiti aşınca sinyal gönderiyor. Bu sistemi Türkiye'de 2 bin kişi kullanıyor" dedi. Bu arada Intel Teknoloji Konferansları’nın sonuncusu İzmir, Adana ve İstanbul’un ardından 28 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirilecek.

1 MİLYAR AKILLI TELEFON PİYASAYA ÇIKACAK


Bu yıl sonuna kadar tam 1 milyar akıllı telefon piyasaya sürülmüş olacak.


Deloitte, şirket ve hükümetlerin, önemli teknolojik gelişmeler çerçevesinde oluşan tartışma ve gelişmeler için almaları gereken aksiyonlara ilişkin öngörülerini bir arada topladığı Teknoloji, Medya, Telekomünikasyon raporunun 12.'sini yayınladı.

Deloitte'un Teknoloji, Medya, Telekomünikasyon (TMT) öngörülerine göre, 2013 yılında bir milyar akıllı telefon piyasaya sürülecek. TMT öngörülerine göre, 2013 yılında dünya genelinde (Uzun Dönem Evrim) LTE abone sayısı 3 kat artacak, mobil reklam pazarı yüzde 50 büyüyecek.

Mobil reklamcılığın artık tablet ve akıllı telefon reklamcılığı olmak üzere iki farklı şekilde değerlendirilmesi gerektiği belirtilen çalışmada, web üzerinde belirlenen şifrelerin yüzde 90'dan fazlasının hacklenmeye müsait olduğu vurgulandı. Rapora göre, televizyon yayıncıları over the top (OTT) hizmeti ile baskın durumunu sürdürürken, 4K televizyonlar ise 2013 piyasasında yerini bulamayacak.

Deloitte Türkiye TMT Endüstri Lideri Tolga Yaveroğlu, akıllı aletlerin artan satışına rağmen bilgisayar kullanımının yüksek olmasından LTE teknolojisine, akıllı cihazlara veri akışından şifre güvenliğine kadar bu yıl hazırlanan raporun birbirinden önemli birçok başlık içerdiğini belirtti. Yaveroğlu, ''Mobil reklamcılığın, artık akıllı telefonlar ve tabletlere özel olmak üzere iki kola ayrılmasıyla reklamcılar artık bu cihazların fiziksel karakteristiklerine ve kullanım şekillerine yönelik içerik ve işlevsellik türetmeye odaklanmalı'' dedi.

Raporda öne çıkan diğer noktalar ise şunlar oldu:

Mobil reklamda yeni dönem: Tabletlerde öncelikli olmak üzere artan mobil reklamların yüzde 50 büyüme oranı yakalayarak, pazar genişliğinin toplamda 9 milyar dolara ulaşacak.

Bir milyar yeni cep telefonu: Telefonu internete az ya da hiç bağlamayan 400 milyon akıllı telefon kullanıcısıyla bu rakam 2 milyar adet telefona çıkıyor.

Bilgisayar hala popüler: Her ne kadar bilgisayar, telefon ve tablet ile birlikte bu tür cihazların satışlarında yüzde 20 ile en düşük paya sahip olsa da internette veri trafiğinin yüzde 80'den fazlası masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarla gerçekleştiriliyor. Ek olarak kullanıcılar, bilgisayar başında diğer cihazlara oranla yüzde 70 daha fazla vakit geçiriyor.

4K geliyor: 2013, televizyon endüstrisinin, şu an mevcut olan HD yayından 4 kat daha kaliteli yayın kapasitesine sahip 4K teknolojisine geçmeye hazırlandığı bir yıl olacak. 4K'nın tamamlanması yıllar alacak, dolayısıyla bu teknoloji sadece bazı oturma odalarına girebilecek. 4K televizyon yayını ise 2013'te yapılmayacak. Yaklaşık 20 televizyon seti, ortalama 15-25 bin dolar arasında fiyat ödemeyi kabul edenlerin olacak.

Kitle fonlaması zamanı: Kitle fonlaması portallarının değeri, 2011'e oranla yüzde 100 artarak globalde 3 milyar dolara ulaşacak.

Kurumsal sosyal ağlar: 2013 sonuna kadar, Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin yüzde 90'ından daha fazlası kısmen ya da tamamen kurumsal sosyal ağlara sahip olacak. Bu oran, 2011 ile karşılaştırınca yüzde 70 daha fazla. Bu ağlara üye olan kullanıcıların ise sadece yüzde 30'u haftada bir ya da daha fazla kez bu hesapların içeriklerini takip ederken, yüzde 40'ı ise içerik oluşturuyor.

Kendi cihazını kendin getir: İşverenin bilgisayar parası ödenmesine rağmen, yalnızca birkaç şirket 'kendi bilgisayarını kendin getir' trendine adapte olabildi. Aynı zamanda Fortune 500 listesi şirketlerinin yarısının, 2013 yılında çalışanlarının kendilerine ait cihazlarını işyerine getirmelerine izin vereceği öngörülüyor.

Frekans kıtlığı: Kablosuz bant genişliğine olan talep, spektrumun tükenmesine sebep olarak, gittikçe büyüyor. Bu durum da temelde daha yavaş ağ bağlantısına, telefon sinyal hızına veya düşük veri hızına sebep oluyor.

Sınırsız aplikasyon erişimi: 50 ile 100 arasında mobil operatör bir aplikasyona sınırsız erişim sağlayan 'kullanabildiğin kadar kullan' modelini sunuyor. Bu model, sınırlanmamış kullanım ile bilgi ücret ölçümlemesi arasında bir yerde bulunuyor.''

Android'li mini PC'ler artık 4 çekirdekli

Önceleri herkesin burun kıvırdığı bu minik Android canavarları, bugün öyle bir noktaya geldi ki...


Android TV Stick piyasada bulunan, başlarda yetersiz performanslarıyla herkesin burun kıvırdığı Android işletim sistemine sahip bilgisayarlar hızla gelişmeye devam ediyor. HDMI destekli cihazlarda çalışan bilgisayarların işlemcisi çift çekirdekten dört çekirdeğe, işlemci hızı ise 1.8GHz'e yükselmiş durumda.

Satışa sunulan Tronsmart T428 modeli 2 GB RAM, 8 GB veya 16 GB seçenekli dahili depolama alanı ve bütünleşik Wi-Fi bağlantısına sahip. HDMI konektör, birer adet USB 2.0 ve micro USB portu da T428'in sunduğu diğer özellikler.
Mini PC'lerden CloudnetGo CR9 modeli ise T428 ile hemen hemen aynı özelliklere sahip. Android 4.1 işletim sistemli CR9'un tek farkı, T428'in aksine, cihazın dış yüzeyini koruyan bir kasaya sahip olması.

16 Mart 2013 Cumartesi

İLK PRATİK RADYO İLETİŞİM ARACI


İLK PRATİK RADYO İLETİŞİM ARACI


İtalya’nın Bologna kentinde Guglielmo Mar-coni tarafından geliştirildi. Marconi, ilk de­neylerini 1894 yılında Bologna’nın 11 mil uzağında, babasının köyü Villa Grifone’ de yaptı. 1895 EylüFüne doğru, deneylerini so­kağa yansıtmaya başladı. Kardeşi Alfonso, alıcı setiyle uzaklaşırken, Guglielmo da veri­cinin mors arıahtarıyla oynuyordu. Sonuç ba­şarılı olursa, Alfonso beyaz bir bayrak sallayarak mesajı aldığım belirtiyordu. Ancak, bunların hepsi açık havada, arada engel olma­dan yapılan deneylerdi. Guglielmo da gerçek başarıyı, ses dalgalarını, dağları ve tepeleri aşırtarak daha uzak yerlere gönderebilirse gös­tereceğine inanıyordu. Çok geçmeden Alfon­so, beyaz bayrağı bir yana attı. Alıcıyla birlikte yamna bir de av tüfeği aldı ve Villa Grifone’nin ardındaki tepeyi dolandı. Bir sü­re sonra Guglielmo, evdeki odalardan birin­den sinyal göndermeye başladı. Birkaç dakika geçmişti ki, bir tüfek sesi duyuldu. Bu ses, da­ha sonra Sir William Preece’in söylediği gi­bi, “O güne dek ulaşılamaz olarak görülen yer­lere telgraf haberleşmesinin ulaşabileceğinin” müjdecisiydi. Villa Grifone’deki başardı denemeden son­ra Guglielmo Marconi, buluşunu İtalyan Pos­ta ve Telgraf Bakanhğı’na önerdi. Ret cevabı alınca, yaptığı yeni aygıtla birlikte İn­giltere’ye göç etti. O dönemde İngiltere, dün­yanın en büyük denizcilik gücüne sahipti ve radyo dalgalarıyla haberleşmenin getireceği yararları en iyi değerlendirebilecek ülkeydi. 1896 yılının Şubat ayında geldiği İngiltere’de ilk düş kırıldığına uğradı. Hoyrat bir gümrük görevlisi, Guglielmo’nun vericisini bir casus­luk aygıtı sanarak parçaladı, sahibine de “Pis İtalyan anarşisti” diyerek hakaret etti. Mar­coni, yanında getirdiği annesi ile birlikte, Londra’da bir oda tuttu ve oraya yerleşti. 2 Haziran 1896 günü de, bulduğu bir metodun tescili ricasıyla Patent Bürosu’na başvurdu. Metodunu tanıtırken şöyle yazmıştı dilekçe­sine: “Bu yöntemle, elektriksel hareketler ya da bildiriler, havada, karada ya da denizde, yüksek frekanslı elektriksel devinimler aracı­lığıyla iletilebilirler.” Çok geçmeden kendisi­ni Londra Postanesi’nin Başmühendisi Sir William Preece’nin karşısında buldu. Sir Pre-ece, 21 yaşındaki bu İtalyan gencine ve onun buluşuna büyük bir ilgi göstermekle kalmadı, bilimsel çalışmalarım sürdürebilmesi için Marconi’ye her türlü desteği sağladı. 12 Aralık 1896 günü, Londra’da Toynbee Hall’de telsiz cihazımn ilk tanıtımı yapıldı. Ertesi yılın Temmuz ayında, Marconi tarafından kurulan Wi-reless Telegraph and Signal Co. Ltd. adlı şirket, telsiz ve telsiz istasyonu ile radyo mal­zemeleri üretmek için faaliyete geçti.
İlk sürekli teisiz istasyonu, isle of Wight’ da, Alum Körfezi’ndeki Needles Hotel’da 1897 yılının Kasım ayında kuruldu.

İLK RADYO YAYINI

Kanada doğumlu Prof. fteginald Aubrey Fes-senden tarafından 24 Aralık 1906 günü Mas-sachussets eyaletinin Brat Rock kentinde bulunan National Electric Signalling Co.’ya ait 140 metre yüksekliğindeki radyo anteni aracılığıyla yapıldı. Program, Fessenden’in bizzat çaldığı Gounod’un “Oh, Kutsal Gece” adlı bestesiyle başladı. Bu keman diniçtisin-den sonca, yine Fessenden bu kez besteyi şar­kı şeklinde okudu. Daha sonra Hendel’in “Largo” su bir gramofondan çalındı, Yayın, Fessenden’in dinleyicilerinin Noellerini kutla­ması ile sona erdi. Bu yayın, istasyonun beş millik çevresi içinde bulunan bazı gemilerin telsiz operatörleri tarafından dinlendi. İkinci yayın, yeni yılın arifesinde yapıldı. Bu kez çok daha iyi koşullarla daha iyi bir program su­nuldu. Batı Hint Adaları’na kadar dinlenen bu program, gerçekten çok beğenildi. İngiltere’de ilk radyo yayını ise, Kraliyet Donanması’ndan Teğmen Quentin Crauford tarafından Sancak Gemisi Andromeda’nın telsiz odasından yapıldı. Crauford, Catham’ daki donanmaya ait diğer gemiler için düzen­lediği bir programın yayınlanması amacıyla, Amirallik’ten gerekli izni aldıktan sonra, And­romeda’nın telsiz odasını, radyo yayını yapa­bilecek biçimde bizzat düzenledi. Aradan 20 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra, ilk yayını şöyle anlatacaktı: “1907 yılıydı. Yayında bana yardımcı ol­mak isteyen birçok telsiz operatörü vardı. İç­lerinden sesleri en güzel olanları seçerek, bir koro kurdum. Önce ‘God Save the King— Tanrı Kral’ı Korusun’ adlı parçayı söyledik. Bu, İngiltere’de radyodan yayınlanan ilk şar­kı oldu. Onu, ‘Rule Britannia’ , ‘Trafalgar Day’, ‘On the Mississippi Shore’, ‘There is a Tavern in the Town’, ‘Three Blind Mice’ ve diğerleri izledi. Amirallik, yayının nereden ve nasıl yapıldığını halkın bilmesini istemiyordu. Bir tek kelime bile etmeme izin yoktu.” Düzenli olarak ilk deneme yayını, 1907 yı­lının Şubat ayında De Forest Radyo Telepho-ne Co. şirketi tarafından New York’ta bir binanın en üst katında başlatıldı. Lee De Fo­rest, bu yayınla ilgili olarak anı defterine şun­ları yazdı: “İşim o denli mutluluk vericiydi ki, kent­te yaşayan insanlara ve uzak denizlerdeki ses­siz dalgalar arasında yol alan denizcilere evlerini anımsatacak güzel müzik parçaları ya­yınladığımı düşündükçe, yüreğim hazla dolup taşıyordu.” Önceleri, programlarda Columbia şirketi­nin çıkardığı plaklar dinletiliyordu. İlk canlı yayıfıı, İsveçli soprano Eugenia Farrar yaptı. Eylül ayında, Brooklyn’deki donanma üssün­de bulunan USS Connecticut adlı gemiden ya­pılan bu yayında Eugenia Farrar, “I Love You Truly” ve “Just a VVearyin for You” adlı par­çaları söyledi. Daha çok müzik ağırlıklı programlar ya­yınlamasına karşın, 1909 yılında De Forest ün­lü kaynanası Harriet Stanton Blaek’i stüdyoya soktu ve Bayan Stanton, dünyanın ilk sözlü programını yaptı. Konu, “kadınla­rın oy verme hakları”ydı. Bu istasyon tara­fından gerçekleştirilen öteki önemli “ilk”ler arasında, 1910 yılının Ocak ayında yapılan ilk stüdyo dışı yayını sayabiliriz. Bu yayında din­leyiciler, Caruso’nun Metropolitan Opera Ho-use’daki konserini canlı olarak dinlediler, Ertesi ay da, uluslararası bir sanatçının, pri­madonna Mariette Mazarin’in bir konserini stüdyodan yayınladı ve bu da başka bir “ilk’v olarak tarihe geçti. De Forest, artan maliyet-? ler karşısında yayınını 1911 yılında durdurmak zorunda kaldı. 1909 yılında yayına başlayan radyo istas­yonlarından biri de, Charles D. Herrold’ûn California’daki vericisidir. Herrold, plaklar ve canlı solistlerle yaptığı programların yanı sı­ra, haftada bir kez de haberler yayınladı. İki yıl içinde Herrold’ûn istasyonu, dünyada ilk kez düzenli bir program çerçevesinde yayın ya: pan radyo kurumu oldu. 1916 yılında De Forest’in radyosu, yeni­den yayına başladı. Haftada beş kez konser programları dinleterek sürdürdüğü yayınını, ABD’nin savaşa girmesiyle, tüm gereksiz rad­yo istasyonlarının susturulması üzerine bir kez daha durdurdu. 1919 yılında 2XG adı altında yeniden açıldı. Bu kez radyo yayıncılığı tari­hinin ilk spikerleri Bili Gowen ve .Bili Garity ile ilk program yönetmeni Richard Klein de yayın kadrosunda görev alıyordu. 1920 yılında 2XG kapasitesini genişlettiği için kendisine küçük gelen stüdyolarından çı­karak Broadway’deki VV’orld’s Tower Buil-ding’e taşındı. Ama böyle yapmakla, De Forest çok önemli bir yasayı çiğnemişti. Onun vericisi Bronx’da ruhsatlıydı. Manhattan’da ise ruhsatı geçersizdi. Bunun üzerine De Forest, 2XG’nin yayını­nı durdurdu ve yeni bir girişimde bulunarak Detroit’te İstasyon WWJ Detroit’i kurdu. Bu, De Forest’in deyimiyle, Amerika’da günlük programlar yayınlayan ilk ticari radyo istas­yonuydu.
Teknoloji sürekli değişip gelişmekte hızına yetişilememektedir.Önceleri pahalı ve büyük yapıldığından herkese ulaşamayan teknolojik ürünler ufalması ve ucuzlaması ile birlikte her eve,her cebe girer duruma geldi.Aşağıda örneklerini göreceginiz resimlerde önce telefon teknolojisinin geldiği durumu göreceksiniz. Görüldüğü üzere önceki hantal ve biçimsiz görünümünden sıyrılıp ,şimdilerde insan vücudundaki elektrik ile çalışabilir duruma geldi. Müzik sektörü gelişen teknolojiden nasibini fazlasıyla almış durumda o ağır büyük taşınmaz müzik setleri gitti yerine nereye koyduğumuzu unutabileceğimiz kadar ufak ama içinde binlerce müzik barındıran cihazlar geldi. Bilgisayarlar bir oda büyüklüğünde sadece devletlerin özel bürolarında yer alırken şimdilerde cebe girecek kadar ufaldı. Bu örnekleri arttırabiliriz özellikle televizyon denilen kara kutusiyih beyaz dönemler daha dün gibi önümüzde.Renkli hayata geçiştelevizyonların incelmesi ve hd yayınlar.Bilgisayar oyunları mario,tetris dönemleri derkin şimdilerde oyunlar beyin gücü ile kontroledilebilir duruma geldi.

Teknolojik Gelişmelerin İnsan ve Doğaya Etkileri

Evet arkadaşlar bugün sizlere teknolojinin insan ve dogaya etkilerini anlatan bir yazı paylaşacagım Teknolojik Gelişmelerin İnsan ve Doğaya Etkileri Teknolojik gelişmeler hayatı her zaman faklı etkilemiştir. Bilimsel ve teknolojik gelişmeleri irdeleyecek olursak her türlü gelişim farklı ve değişik ihtiyaçlara cevap vermiştir. Bazen bir ihtiyacı karşılayacak gelişmeler maalesef getirinin yanında olumsuz etkileri de beraberinde getirmiştir. Yaşantımız var olduğu sürece hayatımızda her zaman çeşitli değişiklikler olmuştur. On yıl önce hayal diye tabir edilen kurgular günümüzde ve yakın gelecekte gerçekleşmektedir.Eskide iletişim aracı olarak kullanılan telefon kullanımı basit ve herhangi bir yan etkisi yoktu. Cep telefonlarının kullanımlarının artmasıyla birlikte bilim adamları da cep telefonlarının zararlarını düşünmeye başladı. Zira halen günümüzde birçok bilim adamı cep telefonunun yararlı mı yoksa zararlı mı bir karara varamadılar. Bilinen bir konu var zararları tam belirginleşmese de zararları en aza indirecek tedbirleri almak en mantıklı olanıdır. Günümüzün en önemli sorunlarından biride sera gazlarının aşırı kullanımından dolayı atmosfere salınan gazların etkisiyle ortaya çıkan küresel ısınma sorunudur.Küresel ısınma beraberinde tabiattaki olumsuz değişimlere yol açmaktadır. Sonuçta değişen teknoloji ve yeni cihazlar hayatımıza yön vermektedir. Hayatımızı kolaylaştıran icatları kullanarak zaman kazanmaktayız . İnsan sağlığı ve tabiata zarar vermeyecek her türlü gelişimi hayatımıza entegre etmek gerekir. Önemli olan insana ve doğaya zarar verecek gelişmeleri iyice incelemek gerekir. Zararın neresinde dönülürse kardır. Yeter ki duyarlı olalım, sağlığımıza ve geleceğimize sahip çıkalım.

9 Mart 2013 Cumartesi

YENİ YAYIN HAYATIM

Merhaba arkadaşlar ben buradan gelişen teknoloji yeni ürünler-yapılması planlanan projeleri buradan duyuragım Elektronik sektöründe olan yenilikler.Bazende kitap özetleri paylaşacagım.Umarım blogumdan memnun kalırsınız.Eglenceli vakit geçirmeniz dilegiyle